Probiyotikler, vücut üzerinde faydalı etkileri olan canlı bakteri ve mayalardan oluşuyor. Vücudumuzda bizimle yaşayan vücut fonksiyonları ile sağlığı desteklemeye yardımcı olan trilyonlarca mikroorganizma bulunuyor. Bunların tamamı faydalı değil; ancak probiyotikler bize faydalı olan türlerden… Sağlıklı kalabilmemiz için vücuttaki bakterilerin dengede olması gerekli. Denge bozulduğu zaman vücut da hastalıklara daha açık bir hale geliyor. Peki daha çok sindirim sistemi üzerindeki etkilerini bildiğimiz probiyotiklerin cilt sağlığı üzerindeki faydaları neler? Probiyotik takviyeleri çocukların yaşadığı cilt sorunlarını ortadan kaldırmaya yardımcı olur mu? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin anlattı.
PROBİYOTİKLER CİLT PROBLEMLERİNİN OLUŞMASINA ENGEL OLUYOR
Dr. Seçkin, insan vücudundaki hücre sayısının 10 katı kadar farklı mikroorganizmanın insanlarla birlikte yaşadığını belirterek, “Bu mikroorganizmaların insan vücudunda çok önemli görevleri bulunuyor. Araştırmalar ciltteki probiyotiklerin 100 kiloluk bir kişide 1 ila 2 kilo arasında prebiyotik olduğunu gösteriyor. Probiyotikler cildin en önemli dış bariyerini oluşturuyor. Bir tabaka oluşturarak dış etkenlere karşı koruyor. Bu tabaka bozulursa tıpkı bağırsakta olduğu gibi cilt geçirgenliği bozuluyor ve içeriğe alerjen maddeler daha kolay girebiliyor, cilt sıvı kaybetmeye başlayarak kuruyor. Mikrobiyom 10 bin farklı çeşit mikroorganizmadan oluşuyor ve bu farklılık azaldığı zaman da ortaya problemler çıkıyor. Zararlı bir bakteri dengeyi bozup daha fazla üremeye başladığında ciltte kızarıklık, egzama, ciltte yara ve kabuklanma oluşmaya başlıyor. Probiyotiklerin cillte çok önemli görevleri var. Bunlar bizim savunma organımızdır. Eğer olmazlarsa ciltten içeriye alerji yapan maddeler kolaylıkla geçip ileride astım, allerjik rinit, besin alerjilerine neden olabilir. Yara iyileşmesi, cillteki egzama, akne, sedef gibi hastalıkların gelişmesine karşı bir faktör oluyor” dedi.
BU KİŞİLER PROBİYOTİĞİ TAKVİYE OLARAK DA ALMALI
Gerekli görüldüğünde probiyotikler dışarıdan da takviye olarak alınabiliyor. Ancak bu ihtiyaç kişiden kişiye değişiklik gösteriyor. Dr. Seçkin, “Kişi eğer çok stres altındaysa, uykusuz kalıyorsa, çok çalışıyor ve yeterince dinlenemiyorsa, havası kirli bir yerde yaşıyorsa, yaşı ilerlemişse (yaş ilerledikçe flora kötüye gidebilir, kronik hastalıklar geliyor), kronik hastalığı varsa, enfeksiyon geçiriyorsa, flora bozuluyor. Bu insanların probiyotik ihtiyacı artıyor. Dışarıdan (takviye olarak) almak ve beslenmeye aşırı dikkat etmek sağlıklı kişilere göre daha da çok önem kazanıyor” ifadelerini kullandı.
“BEBEKLERİ HER GÜN ŞAMPUANLA YIKAMAK CİLT FLORASINI BOZUYOR”
Dr. Seçkin, evde anormal bir biçimde temizlik yapılmasının, bebeklerin her gün şampuanla yıkanmasının doğru olmadığını ifade ederek, şunları söyledi: “Biz o zaman iyi bakterileri de öldürmüş oluyoruz, bu çok istediğimiz bir şey değil. Ev biraz tozlu kalabilir. Biz bebek 1 yaşına gelene kadar çok farklı sayıda mikroorganizma yerleşsin istiyoruz, yaklaşık 10 bin kadar. Bu farklılığın gelişmesi için aşırı hijyen çok iyi bir şey olmuyor. Örneğin, bebek her gün de yıkanabilir ama sabunla ya da şampuanla köpürterek yıkarsak florayı da bozmuş oluyoruz. Bebek çok kirlendiği zaman o zaman lokal olarak sabunla yıkayabiliriz. Bebekte, çocukta terleyen, kirleyen bölgeler yıkanmalı, burada da kullanılan sabunun doğal olmasına özen göstermek gerekiyor.”
Probiyotiklerin cilt problemlerini önlemede ve tedavi etme üzerindeki olumlu etkilerine değinen Dr. Seçkin, “Probiyotiklerin birçok akne gibi, özellikle de egzamayı yüzde 30-40 düzelttiği biliniyor. 100 yıl önce yüzde 1 oranında görülen egzama günümüzde yüzde 30-40 oranında görüyoruz. Burada ciltteki probiyotiklerin kaybı da çok önemli bir faktör. Cillteki probiyotikleri düzeltirse çocuk olsun erişkin olsun cilt hastalığını yüzde 30-40 oranında düzeltebiliyoruz” dedi.
LİFTEN FAKİR BESLENME PROBİYOTİKLERİN ÖLÜMÜNE YOL AÇIYOR
Bağırsaklarda bulunan probiyotikler ile ciltteki probiyotiklerin iletişim kurabildiğini kaydeden Dr. Seçkin, “Bağırsak florasını düzeltmek cildin florasını düzeltmeye de yardımcı oluyor. Bunu da liften zengin bir beslenmeyle yapabiliriz. Ülkemiz Akdeniz ülkesi ve Akdeniz diyeti de tüm diyetler arasında florayı en iyi koruyan diyettir. İçinde zeytinyağı, bol miktarda sebze ve meyve, yeşillik var; bunlar da probiyotiklerin besini olan prebiyotiklerdir. Bu yararlı organizmalar biz yeterince lif almadığımızda ölüyor. Bu nedenle proteinden zengin, sebzeden fakir veya karbonhidrattan zengin, sebze, meyve ve salatadan fakir ve şekerli bir diyet florayı çok olumsuz etkiliyor. Farklı probiyotikleri beslemenin yolu mümkün olduğunca sofrada renk yaratmak” ifadelerini kullandı.
TAKVİYELER VE TOPİKAL UYGULAMALAR NE ZAMAN TERCİH EDİLMELİ?
Takviyeler ve topikal uygulamalar konusunda da bilgi veren Dr. Seçkin, “Topikal uygulama çok önemlidir özellikle de yeni doğan ve ilk 1 yaştaki dönem. Birçok aile, çocuğunun cildinin kuruduğunu fark eder ancak önemli bulmaz. Ancak çok önemli çünkü buradaki bariyerin bozulduğu ve probiyotiklerin azaldığı anlamına geliyor. Artık birçok nemlendirici krem var; satın alırken probiyotik ya da prebiyotik ekli kremler tercih edilebilir. Bebeğin cildini bunlarla nemlendirmek ve cildin neden kuruduğuna bakmak lazım. Mümkünse bebek anne sütüyle, ek besinlere başlandığında da sebze ve meyve, salatadan zengin beslenmeli. Hakiki yoğurt yedirilmeli, çocuk 1 yaşını geçince ev yapımı turşu, sirke, ekşimik, lor peyniri eksik edilmemeli.
Çocukta bazen birden fazla cilt sorunu meydana gelebiliyor. Burada dışarıdan probiyotik vermek çok işe yarıyor ama çocuğun diyetini düzeltmek yüzde 30-40 işe yarar. İyi bir cilt bakımı, cildi temiz tutmak gerekir” şeklinde konuştu.
BEBEKLERE HER GÜN PROBİYOTİK VERİLMELİ Mİ?
Dr. Seçkin, ilk 1-2 yaşına kadar bebeklere her gün probiyotik vermenin zararı olmadığını ifade ederek, “Onlar zaten steril bir bağırsak florasıyla doğuyor ve tüm flora 2 yaşına kadar gelişiyor. Bu dönemde çocuklara takviye olarak damla şeklinde probiyotik kullanılabilir. Zararı yok aksine faydası var ama çocuk 1-2 yaşını geçtikten sonra kullanmasına gerek yok. Sadece hastalık döneminde kullanılmalıdır. Ancak taşıma suyla değirmen dönmez, sağlam bir florayı korumanın yolu sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşamaktan geçiyor” dedi.
REKLAM
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
06 Ekim 2024GÜNDEM
06 Ekim 2024SPOR
06 Ekim 2024GÜNDEM
06 Ekim 2024SPOR
06 Ekim 2024SPOR
06 Ekim 2024GÜNDEM
06 Ekim 2024